En Güzel Sosyal Yardımlaşma Zekat
Zekat, İslâm’ın beş temel esasından olan mâli bir ibadettir. Hicretin ikinci yılında oruçtan önce farz kılınmıştır.

Mehmet Sönmezoğlu
Köşe Yazarı

Zekat, İslâm’ın beş temel esasından olan mâli bir ibadettir. Hicretin ikinci yılında oruçtan önce farz kılınmıştır. Sözlük anlamı artma, çoğalma ve temizlik olan zekatın dindeki anlamı ise, Müslüman zenginlerin seneden seneye mallarının bir bölümünü yoksullara vermeleridir.
Zekat, Kur’an-ı Kerim’de otuz iki yerde namazla birlikte anılmaktadır. Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Namazı kılın, zekatı verin. Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önden gönderdiğiniz her iyiliği Allah katında daha iyi ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Müzzemmil, 20)
Zekat, kişinin isteğine bırakılmış bir yardım değil, yoksulun, zenginin zimmetindeki hakkı ve zenginin yerine getirmek mecburiyetinde olduğu bir görevidir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: “Onların (zenginlerin) mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardır.” (Zariyat, 19) Ayet-i kerimede sözü edilen hak, zekat hakkıdır.
Zekat, en güzel sosyal yardımlaşmadır. Yüce dinimiz, sosyal yardımlaşmaya büyük önem vermiş, çeşitli vesileler ile zenginlerin, yoksulları görüp gözetmelerini emretmiştir. Böylece zengin ile yoksul arasında servet farkından doğabilecek dengesizlikleri ortadan kaldırarak, zengin ile yoksulun birbirine yaklaşmasını sağlamış, yardımlaşma ve dayanışmayı sistemleştirmiştir.
Zekat, hem malı temizler, hem de mal sahibinin gönlünü hasislik ve cimrilik gibi lekelerden arındırarak ahlakını yükseltir. “Ey Muhammed! Servet sahiplerinin mallarından zekat al; zekat, onların mallarını temizler. Vicdanlarını arıtır” (Tevbe, 103) ayet-i kerimesi zekatın bu faydasını bildirmektedir. Zekatı verilen mal azalmaz, bilakis çoğalır. Zaten zekat kelimesinin sözlük anlamı da bunu göstermektedir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Siz Allah için verirseniz, Allah onun yerine (daha iyisini) verir” (Sebe, 39) buyrulmuştur.
Akıllı, erginlik çağına gelmiş, hür ve dinen zengin sayılan bir Müslüman zekat vermekle yükümlü olur. İslam’a göre bir kimsenin zengin sayılabilmesi için aslî ihtiyaçlarından ve borcundan başka nisap miktarı veya daha fazla maddî imkana sahip olması ve bunun üzerinden bir kamerî yıl geçmiş olması gerekir. Bir insanın aslî ihtiyaçları şunlardır: Ev, lüzumlu ev ve giyim eşyası, binek aracı, ticaret için olmayan kitaplar, san’atkârların aletleri ve bir yıllık nafakası.
Zekât verilmesi gereken mallar ve nisap miktarları şöyledir: 1. Altın: Altının nisabı 80,18 gramdır. 2. Gümüş: Gümüşün nisabı da 561 gramdır. 3. Ticaret Malları: Hangi cinsten olursa olsun, ticaret mallarının değeri altın nisabına ulaşırsa zekatının verilmesi gerekir. Hisse senetleri ticaret malı gibi olduğundan, bunların değerleri üzerinden zekat verilmesi gerekir. 4. Paralar: Elde bulunan paraların değeri altın nisabına ulaştığı takdirde zekata tabi olur. 5. Hayvanlar: Koyun ve keçinin nisabı 40; sığırın nisabı 30; devenin nisabı ise 5’tir. Zekat aynî olarak verilebileceği gibi bedelinden de verilebilir. Verilmesi gereken zekat miktarı 1\40 veya %2,5’tur.
Zekat verilecek kimseleri Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de açıklamıştır: Bunlar; yoksullar, hiçbir şeyi olmayan düşkünler, borçlular, yolda kalmış yolcular, Allah yolunda olanlardır. (Tövbe, 60)
Zekat verilirken şu sırayı gözetmek daha sevapça daha uygundur: 1. Fakir olan kardeşler, kardeş çocukları, amca, hala, dayı ve teyzeler, bunların çocukları, diğer akrabalar, 2. Komşular, 3. Meslekdaşlar, 4. Zekat verecek kişinin bulunduğu köy ve şehir halkından fakirler. Ancak fakir olsalar bile anne-baba, büyük anne, büyük baba, çocuklar ve torunlara zekat verilmez. Karı-koca da birbirlerine zekatlarını veremezler. Ayrıca zenginlere ve Müslüman olmayanlara zekat vermek caiz değildir. Zekatı yoksula verirken, ya da yoksula verilmek üzere ayırırken bunun zekat olduğuna niyet edilmesi gerekir. Niyetin kalp ile yapılması yeterlidir, dil ile söylenmesi gerekmez.
Dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmak için zekatlarımızı eksiksiz olarak verelim. Mal, mülk ve servetin gerçek sahibi olan Yüce Rabbimizin rızasını gözeterek ve yoksulların onurunu incitmeden yapacağımız yardımların malımıza bereket, aile yuvamıza huzur getireceğini unutmayalım. Özellikle Gazze ve mazlum coğrafyalardaki kardeşlerimizi de unutmayalım.
Bu Haberi Beğendin Mi?
0 kişiden 0 kişi beğendiSen de yorumunu yaz!
E-posta adresin gizli kalacaktır. Lütfen tüm zorunlu alanları doldurun *Haftanın Özeti
Son dakika haberleri, resimler, videolar ve özel röportajlar