Arkadaşlarımızı Ve Gezi’yi Savunmak İçin Adalet Nöbetindeyiz!
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kocaeli Şubesi bugün Sabri Yalım Parkı önünde bir araya gelerek Gezi Parkı Eylemi nedeniyle tutuklananlar hakkında basın açıklaması düzenledi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kocaeli Şubesi bugün Sabri Yalım Parkı önünde bir araya gelerek Gezi Parkı Eylemi nedeniyle tutuklananlar hakkında basın açıklaması düzenledi.
Açıklamada:'Gezi Direnişi ve bu direnişin parçası olmuş herkes, tarih karşısında ve toplum vicdanında tertemiz ve lekesizdir. Siyasi iktidarın asıl cezalandırmak istediği Gezi Direnişi olduğu kadar, parkına, şehrine, doğasına, tarihine sahip çıkan mühendis, mimar ve şehir plancılarıdır.' ifadeleri kullanıldı.
TAM 1055 GÜN OLDU
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kocaeli Şubesinin Sabri Yalım Parkı önünde düzenlediği basın açıklamasında, açıklamayı yapan TMMOB Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Mehmet Ali Elma şunları söyledi: "Tam 1055 gün oldu. Arkadaşlarımız, dostlarımız, meslektaşlarımız bizden alınalı 1055 gün oldu. 1055 gündür bizler arkadaşlarımıza kavuşacağımız günü bekliyoruz. Bitmeyen bir adalet utancına şahitlik ediyoruz.
Aralarında Şehir Plancıları Odası Onur Kurulu üyesi Tayfun Kahraman, Mimarlar Odası Avukatı Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız 1055 gündür cezaevinde tutuluyor.
ODALARI ONURLU MÜCADELESİ
Uydurma delillerle, kurgulanmış bir iddianameyle yürütülen yargı süreci, siyasal iktidarın hukuk ve adalet anlayışının çarpıklığının en somut göstergesi olarak tarihe geçmiştir. Bizler çok iyi biliyoruz ki arkadaşlarımız bir suç işledikleri için değil, siyasi iktidarın hesaplaşmaktan, yüzleşmekten korktuğu gerçeklerden kaçmanın bir aracı olarak tutsak edilmiştir. Arkadaşlarımız mesleklerini halkın faydasını gözeterek yerine getirdikleri için tutsak edilmiştir. Gezi Direnişi beşli çetelere verilen ihalelerin, derelerimizi, ormanlarımızı, kıyılarımızı sermayeye satanların karşısında; emeğin, emekçilerin, gençlerin, emeklilerin, kadınların yani tüm halk kesimlerinin sesi olmuştur.
Gezi Direnişi ve bu direnişin parçası olmuş herkes, tarih karşısında ve toplum vicdanında tertemiz ve lekesizdir. Siyasi iktidarın asıl cezalandırmak istediği Gezi Direnişi olduğu kadar, parkına, şehrine, doğasına, tarihine sahip çıkan mühendis, mimar ve şehir plancılarıdır. Mesleki bilgisini halktan yana kullanan kamucu mühendis, mimar, şehir plancılarının mücadelesidir; TMMOB ve bağlı odalarının onurlu mücadele geleneğidir.
TMMOB: "BİLİYORUZ Kİ GEZİ TESLİM ALINAMAZ."
"Buradan bir kez daha iktidara sesleniyoruz: hukuku ve yargı organlarını siyasal çıkarlarınız doğrultusunda kullanmaktan vazgeçin. Doğamıza, tarihimize, yaşamımıza sahip çıkmak suç değildir. Mesleki sorumluluğumuz gereği bilimin ve tekniğin yol göstericiliğinde toplumu aydınlatmak suç değildir. Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Arkadaşlar,
Dostlarımız suç işledikleri için değil, halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip çıktıkları için, iktidarın rant projelerine karşı çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için cezaevindir. Siyasi iktidarın tüm bu saldırı politikalarının altında üzerini örtmek istediği büyük bir toplumsal dram ve başarısızlık tablosu yatmaktadır.
İçerisinden geçtikleri her krizi ücretleri aşağı çekerek, emekçilerin haklarını törpüleyerek, sendikasızlaştırarak, çalışma yaşamını güvencesizleştirerek, toplumu her açıdan baskı ve zor altına alarak atlatmayı denemektedir.
Ülke Ekonomisi yönetilemez hale gelmiş, insanlarımız evlerine ekmek götüremez hale getirilmiştir. İşsizlik artmış, iş güvencesizliği, sendikal örgütlenme başta olmak üzere örgütlenmeye haklarının kullanılamadığı bir iş yaşamı şekillenmiştir. Birçok anti demokratik yasanın mevcudiyetinde, adaletten artık hiçbir alanda bahsedilememektedir.
Sanayileşmenin ve üretimin gerilediği ülke koşullarında en çok ihtiyacımız olan şeyin barış ve demokratikleşmedir. Halkın korku kültürü ile sessizleştirildiği, hakkını arayamadığı, bir ülke yaratılmıştır. 1055 gündür tutuklu bulanan arkadaşlarımız bu durumun en somut örneğidir. Ülkemizde; demokratikleşme, örgütlenme, adalet, barış için özgürlükler yeniden tesis edilmeli, arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşmalıdır.
Artık hepimiz biliyoruz ki; Kayyum atamaları ile halk iradesini yok sayan siyasi iktidar, hukuku, adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktır.
Siyasi iktidar hukuku, kendi gelecek planı önündeki engelleri ortadan kaldırmanın bir aracı olarak kullanmaktadır.
Siyasi iktidar hukuku, siyaseten hesaplaşmaktan, siyaseten yüzleşmekten korktuğu gerçeklerden kaçmanın bir aracı olarak kullanmaktadır.
Arkadaşlarımızın, 1055 gündür tutuklu olmasının sebebi de bizleri, tüm halk kesimlerini sindirmek istemeleridir.
Bizler bu ülkenin aydınlık yarınları için direnen, emeğine, haklarına ve Gezi’ye sahip çıkan milyonlar olarak, bütün bu yıldırma politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.
Çünkü Gezi’ye baktığımızda; bilim ve tekniğin ışığında, tüm canlıların yaşam hakkına saygılı, eşit, onurlu, barış içerisinde yaşayacağımız, adil bir ülke umudunun ne kadar diri olduğunu görüyoruz. Geleceğimizi, çocuklarımızın yarınlarını görüyoruz.
Biliyoruz ki Gezi teslim alınamaz. Gezi Direnişi’nin sesleri, bugün hala ülkemizin sokaklarında yarınları, emekten, eşitlikten ve adaletten yana kurabilmenin umuduyla yankılanmaktadır. TMMOB ve bağlı odaların en temel amacı, bilimi ve tekniği halkın yararına kullanarak kamusal alanları savunmaktır. Siyasi iktidarın TMMOB’yi cezalandırmak istemesinin asıl nedeni TMMOB ve bağlı odalarının toplumcu çizgisidir. Mesleklerimizin gereği halka ait olanı korumak, kamu yararını savunmak biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının temel görevidir. Bu görev doğrultusunda, İstanbul kentinin en önemli kamusal alanlarından biri olan Gezi Parkı’nı korumak, Gezi Parkı park olarak kalsın diye mücadele etmek mesleğimizin en önemli toplumsal sorumluluğudur.
İşte bu yüzden bilinmelidir ki hiçbir dava ve hiçbir karar, Gezi’nin , demokratik kamuoyu ve yasalar önündeki meşruiyetini gölgeleyemez ve hiçbir güç bizlerin emekten, halkımızdan, ülkemizden, mesleğimiz ve bilimsel teknik doğrulardan yana duruşumuzu engelleyemez.
TMMOB, arkadaşlarımızın yanında olmaya, doğru bildiklerini söylemeye, halkımızdan, ülkemizden yana kamu yararını savunma mücadelesini sürdürecektir.
1055 gün sonra inatla ve ısrarla bir kez daha haykırıyoruz; Halkın vicdanını derinden yaralayan bu kararların hiçbir hükmü yoktur. Bu siyasi zorbalıktan derhal vazgeçin ve arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın."
Bu Haberi Beğendin Mi?
0 kişiden 0 kişi beğendiSen de yorumunu yaz!
E-posta adresin gizli kalacaktır. Lütfen tüm zorunlu alanları doldurun *Haftanın Özeti
Son dakika haberleri, resimler, videolar ve özel röportajlar