Kocaeli Haberleri Kocaeli Son Dakika

Kocaeli'nin Nabzını Tutan Site Kocaeliparaf.com'a Hoşgeldiniz. Kocaeli'in Güçlü Sesi, Kocaeli Haber, Kocaeli Haberleri, Kocaeli Yerel Haberleri

Kocaeli Paraf Haber Sitesi

Kemalpaşa Mh. Cumhuriyet Cd. Petan İşhanı Kat: 5 No:30 İzmit, Kocaeli
sennuruzan@gmail.com

Dedikodu

Kim söylemiş beniSüheyla’ya vurulmuşum diye?Kim görmüş, ama kim?Elini öptüğümü,Yüksek kaldırımda, güpegündüz?Melahat’ı almışım da sonraAlemdar'a gitmişim, öyle mi?0nu sonra an…

Dedikodu

Kim söylemiş beni 
Süheyla’ya vurulmuşum diye? 
Kim görmüş, ama kim?
Elini öptüğümü, 
Yüksek kaldırımda, güpegündüz? 
Melahat’ı almışım da sonra 
Alemdar'a gitmişim, öyle mi? 
0nu sonra anlatırım, fakat 
Kimin bacağını sıkmışım tramvayda? 
Güya bir de Galata’ya dadanmışız; 
Kafaları çekip çekip 
Orada alıyormuşuz soluğu; 
Geç bunları, anam babam, geç; 
Geç bunları bir kalem; 
Bilirim ben yaptığımı. 
Ya o, Mualla’yı sandala atıp, 
Ruhumda hicranını söyletme hikâyesi?

Ne de güzel yakınmış dedikodudan değil mi Orhan Veli? Hangimiz yakınmıyoruz ki bu meretten? Ama hangimiz de yapmaktan geri kalıyoruz? Yapmıyorum diyen koca bir yalan söylemiş olur. Hayatın bir parçası ondan kaçış yok maalesef fakat her şeyde olduğu gibi onun da bir adabı var. Şimdi ben naçizane bir dilbilimci olarak önce dedikodu kelimesini açıklayarak başlayayım. Dedikodu birleşik bir kelimedir “demek ve komak” fiilleriyle birleşerek oluşmuştur. Anlamı ise başkalarının kişisel ve özel konuları hakkında yapılan konuşmalardır. Gerçek olaylar ve konular hakkında olsa da genellikle kişiler arasında konuşulduğundan, kişilerin birbirlerine olayı veya haber iletimi sırasında yanlışlıklar ve çarpıklıklar içermektedir. Kısacası adı üstündedir “ denilenin üstüne koyulur” yani yalan yanlış eklemeler yapılır. İşte bu tehlikeli olanıdır. Affedilmez ve hadsizcedir.

Bir de masum olanı vardır. Bunu da yapmayan yoktur. Olanlar konuşulup değerlendirilir. Yalan ve yanlışlar yoktur. Yorumlar yapılır ama ekleme yapılmaz. İşte buna “kritik” denir. E bu kadarı da hakkımız. Yeter ki dürüstlük terk edilmeden yapılsın.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Türkiye’de diğer gelişmiş ülkelere nazaran depresyona giren insan sayısının az ve bu da insan ilişkilerine bağlanıyor. Şöyle ki Avrupa ve Amerika ülkeleriyle karşılaştırırsak bizim komşuluk, akrabalık, arkadaşlık ilişkilerimiz daha yoğun. Bu da ister istemez dedikodu ve kritik ağının daha sıkı olmasını doğuruyor. Konuşma ihtiyacımızı dost ortamında giderip rahatlayıp, psikoloğa  gidip o Josef’ine yatma gereği duymuyoruz. Hakikaten” insan konuşmazsa çatlar” çok doğru bir tespit. İçinde tutma kanser olursun” halk deyişleri de çok doğru. Kimimiz hor görürüz hatta dalga geçeriz ama bir Türk icadı olan “gün” kavramı bazıları için hiçbir ülkede bulamayacağınız terapi kaynağıdır. Hani dizilerde gördüğümüz alkışlanarak yapılan grup terapilerinin bir çeşididir bence. Üniversite mezunu emekli hemşire annemin günlerinden biliyorum ki yoğun bir iş gününün sonunda koşa koşa gelen ve “oh be bu ortama bayılıyorum” diyebilen mütevazı profesör kadınlar bile var. Burnu havada kompleksli ve kendiyle sorunu olan insanlar ise bir gün bile yapabilecek arkadaşları olmadığından günleri eleştirmekle kalıyorlar. Neyse dedikodudan nerelere geldik. Velhasıl kelam denilenin üzerine eklemez ve sınırları aşmadan yorumlar yaparsak “kritik yapmak” insana çok iyi gelir. Ancak yaparken de Roosevelt’in şu sözünü hiç aklınızdan çıkarmayın; 

Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri tartışır. Siz ne yaparsanız yapın doğruluktan ayrılmazsanız başınıza hep iyi şeyler gelir.

Sevgiyle Kalın…

Bu Haberi Beğendin Mi?
0 kişiden 0 kişi beğendi

Sen de yorumunu yaz!

E-posta adresin gizli kalacaktır. Lütfen tüm zorunlu alanları doldurun *